Sürüş Korkusu: Görünmeyen Engel, Sessiz Kalabalık
Giriş: Ehliyet Cebinde, Direksiyon Uzakta
Bu ülkede milyonlarca kişi sürücü belgesine sahip. Ama kaç tanesi gerçekten direksiyon başına geçebiliyor? Ehliyet cebinde, araba garajda, ama içten içe “ya hata yaparsam?” korkusuyla direksiyon el değmeden yıllar geçiyor. Trafiğin yoğunluğu, eşin varlığı, taksi seçeneği gibi nedenler bazen sadece gerekçe değil, korkunun maskesi oluyor. Çünkü toplumda hâlâ “koca adam/kadın korkar mıymış?” söylemiyle bu duygu bastırılıyor. Sürüş korkusu, sessizliğin içinde büyüyor.
- Bu Korku Nereden Geliyor?
Hiçbir korku durduk yere oluşmaz. Sürüş korkusu da çoğu zaman birikmiş bir yükün, kırılmış bir güvenin, bazen de tek bir kötü deneyimin bıraktığı izdir.
Bazı insanlar için bu korku gözle görülür bir kazadan sonra başlar:
- Arka koltukta çocuk varken yaşanan ani fren
- Ufak bir çarpma
- Şahit olunan bir kaza
Bazılarında ise bu korku daha sinsi bir zeminden gelir:
- Eğitmenin bağırdığı bir öğrenme süreci
- “Senden şoför olmaz” cümlesi
- Sınavda yaşanan haksızlıklar
Ve bazıları içinse bu korku, hayattaki genel kaygı durumunun bir yansımasıdır. Yeni bir hayat evresi, panik atak geçmişi, aşırı sorumluluk hissi gibi faktörlerle birleşerek ortaya çıkar.
Ayrıca bazı kişilerde, herhangi bir dış tetikleyici olmaksızın, genetik yatkınlık veya bilişsel eğilimlerle (tıpkı yükseklik korkusunda olduğu gibi) gelişebilir. Son çalışmalar, özellikle “hazard perception” yani potansiyel tehlikeyi fark etme ve tepki verme yetisinin bazı bireylerde doğuştan daha hassas çalıştığını göstermektedir. Bu bireylerde beyin, belirli durumları daha hızlı “tehlike” olarak algılar.
Tıpkı yükseklik, kapalı alan veya hız korkusunda olduğu gibi, sürüş korkusu da zaman zaman ortada gözle görülür bir neden yokken bile ortaya çıkabilir. Bu, kişinin zihinsel ve bedensel sisteminin gerçek ya da varsayılan tehditlere karşı “önceden uyarılmış” olmasıyla ilgilidir.
“Bu bir arıza değil, bir uyarı.”
- Korkunun Türleri – Herkesin Korkusu Farklıdır
Sürüş korkusu tek tip değildir. Kimisi direksiyona bile oturamazken, kimisi yalnızca otoyolda panik yaşar. En sık karşılaşılan türler:
- Direksiyona Oturamayanlar: Anahtarı görünce panik olur.
- Yolda Kalıp Geri Dönenler: İlk birkaç dakika iyi gider, sonra korku basar.
- Otoyol/Köprü/Tünel Korkusu: “Çıkamam” hissi.
- Park Etme Fobisi: “Ya birine çarparsam?”
- Yanında Biri Varken Sürme Korkusu: “İzleniyorum, yargılanıyorum.”
Her tür farklı nedenlerden beslenir. Bu yüzden çözümün ilk adımı şu sorudur: Benim korkum hangisi?
- Görünmeyen Ama Yaygın: Sessiz Kalabalık
Toplumda bu konudan pek konuşulmaz. Hâlbuki sayılar azımsanacak gibi değil. Belediyeler ve bazı özel akademiler sürüş korkusuna özel programlar başlatmaya başladı bile. Ama insanlar hâlâ bu korkunun gerçek, psikolojik bir karşılığı olduğunu bilmiyor. Kadınlar bastırılıyor, yaşlılar küçümseniyor, gençler alaya alınıyor.
Ama bu yazı gibi içerikler, bu sessizliği yıkmaya başlıyor:
“Sürüş korkusu zayıflık değil. Çözülmemiş bir yük.”
- Korku Ne Zaman Büyür?
- Hızlandıkça güven azalır. Zihin mesafeleri hesaplayamaz, kontrol kaybı korkusu artar.
- Konsantrasyon bölünür. Müzik, konuşma gibi dikkat dağıtıcılar artık lüks olur. %40’lık zihinsel alan %5’e düşer.
- Monotonluk tetikler. Otoyolda görsel uyaran azaldıkça iç ses büyür: “Kalbim niye böyle atıyor?”
- Kaçamama hissi artar. Tünel, viyadük, sıkışık trafik = kapana kısılma hissi.
Tüm bunlar, zihnin “dur!” sinyalleridir. Ama bu sinyalleri bastırmak değil, anlamak gerekir.
- Umut Var – Bu Korku Aşılır
Korkunun adı konduktan sonra çözüm yolu açılır. Ama sihirli bir cümleyle değil, küçük ama tutarlı adımlarla:
- “Bugün sadece arabaya oturacağım.”
- “Bugün sadece 10 dakika süreceğim.”
- “Bugün biriyle bu korkumu konuşacağım.”
“Mükemmel sürmek değil, adım atmak önemlidir.”
- Gerçek Hikâye: Melike
Melike, 8 yıl önce ehliyet aldı ama ilk kazadan sonra hiç kullanamadı. Bir gün çocuğu hastalandığında, eşi şehir dışındayken arabaya binmek zorunda kaldı. Ellerinin titrediğini, nefes alamadığını anlattı. O gece direksiyon başına oturdu ama 500 metre gidip geri döndü. Ağladı. Ama ertesi sabah şöyle dedi:
“Kaçmak değil, sürmek istiyorum.”
6 hafta sonra çocuğunu kendi götürdü. Bir yıl içinde şehirlerarası yola çıktı. Şimdi sosyal medyada diğer kadınlara destek oluyor. İlk mesajı:
“Korkudan utanma. Cesaretle otur direksiyona.”
- Gerçek Hikâye: Lizette
Lizette mükemmeliyetçiydi. İlk sürüşünde hata yapınca kendini yetersiz hissetti. 8 yıl araç kullanmadı. Bir gün iş gereği mecbur kaldı. Bir koçluk eğitimi sürecinde fark etti: “Korku zihinde doğar, zihinde çözülür.”
Kontrol saplantısı vardı: Her rotayı Google Street View’dan inceliyordu. Araç stop edince ağlıyordu. Ama kendine şefkat göstermeyi öğrenince, tüm bu davranışlar yavaş yavaş kayboldu.
Şimdi diyor ki:
“Ben yaptıysam, sen de yapabilirsin.”
- Profesyonel Yardım Neler Sunar?
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Kişinin sürüşle ilgili otomatik düşüncelerini sorgulamasına, bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmasına ve yeni davranışlar denemesine yardımcı olur. Örneğin “Bu yolu geçemem” düşüncesi yerine, “Yavaş ve dikkatli gidersem geçebilirim” gibi yeni bir düşünce geliştirerek korkunun zinciri kırılabilir.
- Maruz Bırakma Terapisi: Kişiyi kontrollü şekilde korktuğu durumlarla yüzleştirir. Önce arabaya oturmak, sonra çalıştırmak, sonra kısa sürüşler gibi kademeli bir ilerleme uygulanır.
- Gevşeme Teknikleri (nefes, beden farkındalığı): Özellikle panik hissini bedensel düzeyde tanıyıp yönetmek için kullanılır.
- Faalangst Eğitmeniyle Sürüş Pratiği: Korkunun olduğu yerde profesyonel bir eşlikçiyle araç pratiği yapmak, güveni adım adım inşa eder.
Bu teknikler arasında özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), sürüş korkusu yaşayan bireylerin “düşünce-duygu-davranış” zincirini kırmaları açısından güçlü bir yöntemdir.
BDT’nin temel ilkesi:
“Nasıl düşündüğün → nasıl hissettiğini → nasıl davrandığını belirler.”
Bu yüzden “Ben bu kavşağı geçemem” gibi bir düşünce kaygıyı ve kaçınmayı tetiklerken, “Bu yolu her gün yüzlerce kişi geçiyor, ben de geçebilirim” gibi bir düşünce daha güvenli bir davranışa kapı açar.
Ayrıca:
- Destek grupları
- Trafik psikolojisi eğitimi
“Hızını içsel rahatlığa göre ayarla, dış baskılara göre değil.”
Sonuç
Sürüş korkusu bir fobi değil, bir çağrıdır. Kimi zaman bedensel, kimi zaman zihinsel, kimi zaman duygusal bir işaret. Anlaşıldığında küçülür. Bastırıldığında büyür.
“Yavaş git ama git. Çünkü yol, korkandan değil; yürüyenden yanadır.”
Peki Şimdi Ne Yapabilirsin?
Eğer bu yazıda kendinden bir parça bulduysan, yalnız değilsin. Bu korku aşılabilir. Ve sen de bunu başarabilirsin. İlk adım:
- Bu korkuyu ciddiye al.
- Ona bakmaktan kaçma.
- Ve bu konuda hazırlanmış özel sürüş derslerini incelemeye başla.
Bu yazının devamı olan ders modülleri, bu duyguyu sadece tanımakla kalmayıp onu dönüştürmek isteyen herkes için hazırlandı.
“Okumak fark ettirir. İzlemek değiştirir. Uygulamak özgürleştirir.”
—“
Not: Bu metin, eğitmenler, kurslar ve sürüş korkusu yaşayan herkes için bir farkındalık metnidir. Gerçek hikâyeler ve bilimsel bilgilerle hazırlanmış olup, toplumdaki sessiz korkuya ses olmayı amaçlar.
Bir Yorum Yaz